MACARİSTAN'IN GÖRKEMLİ BAŞKENTİ BUDAPEŞTE



Budin ile Peşte’nin buluşma noktası, Macaristan’ın görkemli başkenti Budapeşte, Tuna Nehri’nin dinginliğinde ağırlar gezginleri. Ardından Paris’le yarışacak bir romantizm havası sarar etrafı. Nefesi kesecek kadar görkemli yapılarıyla karşılar kent sizi. Geçmişin izlerinin saklı olduğu sokak aralarında dolaşırken heyecanınız azalır ve yerini hayranlığa bırakır. Şehirde karşınıza Osmanlı’dan kalma izler çıkar bazen de gotik heykeller. Ayrıca gün boyunca tarihi kiliseler, sinagoglar, caddeler, müzeler süsler yolculuğunuzu.  Köprüler ve heykeller şehri Budapeşte Avrupa’nın zengin şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. 


Neo-Gotik mimari tarzı ile 1884’te yapımına başlanıp, 1902’de tamamlanan Parlamento Binası görkemi ile ziyaretçilerini büyülüyor. 18 bin metrekarelik alanı, heykellerin süslediği odaları ve 20 kilometre uzunluğundaki merdivenleri ile dikkat çeken yapı, ışıklandırma sayesinde akşam saatlerinde büyüleyici bir görünüme kavuşuyor. 


1851 yılında Miklos Ybl’ın planlarına bağlı kalınarak Jozsef Kauser tarafından inşa edilen yapı 1905 yılından beri Katolik kilisesi olarak hizmet veriyor. Macaristan’ın ilk kralının adı ile anılan bazilikada ülkenin en kutsal hazinesi yer alıyor. Neo-klasik mimarinin başarılı örneklerinden biri olan yapının kubbesinden tüm Budapeşte görülebiliyor. 


Budapeşte listenizde yer verdiğimiz Kahramanlar Meydanı, Macar tarihinde önemli sayılan kişilerin heykelleri başta olmak üzere birçok heykele ve bir anıt mezara ev sahipliği yapıyor. Meydanı gezdikten sonra dilerseniz arka tarafındaki kalenin bahçesinde dinlenebilirsiniz.


İngiliz mimar William Tierney Clark’ın tasarımı kullanılarak Baron György Sina’nın finansal desteği ile İskoç mühendis Adam Clark’ın önderliğinde inşa edilen yapı kentin ilk taş köprüsü unvanını taşıyor. Tuna nehri üzerinde bulunan ve şehrin iki önemli bölgesini birbirine bağlayan Zincirli Köprü akşam ışıklandırma sayesinde ziyaretçilerini büyülüyor.


Dilimizde Kızılhisar ismiyle de anılan Buda Kalesi 1987 yılında beri Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. 1265 yılında inşa edilen ve sonrasında birçok defa onarım gören kale Osmanlı kültüründen izler taşıyor. Şehre hakim bir tepede olduğu için büyülü bir manzaraya sahip olan yapının bir bölümü günümüzde tarih müzesi olarak kullanılıyor. Kale içerisindeki eski saray kalıntısı ve Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen kilise tatilciler tarafından yoğun ilgi görüyor.


Matthias Kilisesi’nin ön tarafında bulunan Balıkçı Tabyası eşsiz manzarası ile şehri kuş bakışı görmek isteyen turistlerin Budapeşte  listelerinde kendisine yer buluyor. Mimar Frigyes Schulek tasarımı ile 1895-1902 yılları arasında inşa edilen yapının 7 kulesinden Tuna Nehri, Margaret Adası, Peşte ve Gellért Hill görülebiliyor. Şehri gezmeye gelen tatilcilerin yoğun ilgi gösterdiği tabya günün her saati gezilebiliyor.



1854-1859 yılları arasında mimar Ludwig Förster’in tasarımı ile inşa edilen sinagog Avrupa’nın en büyük, dünyanın 2. büyük sinagogu unvanını taşıyor. İç tasarımının bir kısmı Frigyes Feszl tarafından gerçekleştirilen dini yapı Budapeşte’deki birçok ibadet yerinde olduğu gibi çeşitli konserlere, sergilere ve gastronomi etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Dohany Sokağı Sinagogu’nun yanında bulunan müze Yahudi kültüründen örnekleri ve Yahudi soykırımı ile ilgili belgeleri barındırıyor.


Avrupa’nın en büyük termal tesisleri arasında sayılan Széchenyi Termal Hamamı dışarıda bulunan havuzu ile tatilcilerin hoş vakit geçirmelerini sağlarken, termal suyunun içeriği ile eklem rahatsızlığı olan bireylere tedavi amaçlı hizmet veriyor. Mimar Győző Czigler tarafından tasarlanan, 1913 yılında inşa edilen yapı sularının sakinleştirici ve tedavi edici etkisinin yanı sıra mimarisiyle de tatilcileri kendisine çekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAPONYA'DA GEZİLECEK YERLER

NORVEÇ'İN BAŞKENTİ OSLO

DÜNYANIN EN GÜZEL YERLERİ