MAKEDONYA'DA BULUNAN DOĞA HARİKASI YERLER

Matka Kanyonu

Matka Kanyonu, Üsküp’ün yaklaşık 15 km güneybatısında Treska Nehri’nin Vardar Nehri ile buluştuğu alanda yer alır.

Doğa turizmi açısından Makedonya’nın en popüler noktasıdır.

5 bin hektarlık alan kaplayan kanyonun içinde yer alan Matka Gölü, ülkedeki en eski yapay göl olma özelliğine sahiptir. 1937 yılında gölün üzerine bir baraj inşa edilmiştir.

Matka Kanyonu’nda derinlikleri birbirinden farklı 10 mağara bulunur. Bunlardan bir tanesi de dünyanın en derin yeraltı su mağarası olduğu ifade edilen Vrelo Mağarası’dır. Mağaranın içinde birçok sarkıt mevcuttur. Mağaranın sonunda biri diğerinden daha büyük iki adet göl vardır. Treska Nehri’nin sağ kıyısında yer alan Vrelo Mağarası; “Doğanın Yedi Harikası Projesi” nde de aday olarak gösterilmiştir.

Doğal güzelliklerin yanı sıra kanyonda orta çağdan kalma kilise ve manastırlar gibi tarihi yapılar da yer almaktadır. Bunlar Matka Manastırı, Aziz Nikola Manastırı, Aziz Andrew Manastırı’dır. Gelen turistlerin yürüyüşleri sırasında ziyaret ettiği tarihi noktalardandır kanyondaki kiliseler.

Doğa sporları açısından da Makedonya’nın en çok tercih edilen yeridir Matka Kanyonu. Farklı zorluklara sahip rotalarda kaya tırmanışı yapabilir, nehirde kano veya tekne turuna katılabilir veya yürüyüş parkurları boyunca ortaçağdan kalma kilise ve kaleleri keşfedebilirsiniz.
Kanyonda bulunan dağcılık kulübü mayıs ve ekim ayları arasında hizmet vermektedir.

Matka Kanyonu, birçoğu bölgeye özgü olan pek çok bitki ve hayvan türünün yuvasıdır. Burada olan bitki türlerinin yaklaşık %20’si sadece Matka’da bulunur. Kanyon 77 endemik kelebek türünün ev sahibidir. Kanyonda yaşamakta olan akbaba ve kel kartallar da yasalarla koruma altına alınmıştır olan hayvanlardandır.

Kanyon’a gelen ziyaretçiler için burada konaklayabilecekleri otel ve gezileri sırasında yemek yiyebilecekleri restoran hizmetleri mevcuttur.



Pelister Milli Parkı

Pelister Balkanların koruma altına alınmış ilk milli parklarındandır. Tersiyer dönemden kalma Molika (Pinus Peuce Griseb) bitkisinin cinsinin tükenmekte olması ve dağın Alpler’e dahil olan bölümündeki buzulların kopmaya başlaması sonucunda, Pelister 1948 yılında milli park ilan edilmiştir. Pelister Milli Parkı, Makedonya’nın Yunanistan’a komşu güney sınırında, Makedonya’nın üçüncü en yüksek dağı olan Baba Dağ’nın yanı başındadır. Makedonya’nın ikinci en büyük şehri Bitola’dan sadece 15 km. uzaklıktadır ve şehir hayatından doğaya kaçış için idealdir. Yemyeşil ve sulak ormanları ve Paleozoik ve Mesozoik devirlerden kalma magmatik kayaçlar ve kuvars katmanları gibi benzersiz jeolojik oluşumlarıyla ünlüdür. Çekirdeği 465 milyon yıldır var olan granitten oluşan dağın 2.000 metreden yüksek pek çok zirvesi, derin vadilerle birbirinden ayrılmaktadır. Milli park içerisinde ayrıca 2.601 metre yüksekliğindeki Pelister Dağı bütün ihtişamıyla durmaktadır. Milli park, pınarlar, dereler ve nehirler bakımından da zengin olup, aynı zamanda Dağın Gözleri adı verilen iki buzul gölü sınırları içinde yer almaktadır. Bundan başka, Pelister’in Gözleri olarak anılan ve büyüğü deniz seviyesine göre 2.218 metre, küçüğü ise 2.180 metre yükseklikte olan dağ gölleri vardır. Bu göllerden pek çok akarsu kaynar. Pelister Milli Parkı’nın iklimi çeşitlilik gösterir. Zirveye yakın yerlerde temmuzda bile kar vardır ve kimi bölgelerde taze kar önceki yıllardan beri duran eski kara karışmıştır. Pelister Milli Parkı, muhteşem hayvan ve bitki türleriyle doludur. Bitki türleri arasında, sadece Balkan Yarımadası’ndaki birkaç dağda bulunan Tersiyer döneme özgü bir tür olan beş-iğneli Molica çamı (Pinus Peuce) büyük öneme sahiptir. Eşsiz güzellikteki milli park, ayı, karaca, kurt, dağ keçisi, geyik, yaban domuzu, tavşan, çeşitli kartal türleri, keklik, kırmızı gagalı küçük karga ve yöreye özgü Makedonya Pelagonya alabalığı gibi farklı hayvan türlerine ev sahipliği yapar. Pelister’den Pelagonya Vadisi, Nidže, Galičica ve Jakupica dağları ve Bitola şehri görünür. Balkan Yarımadası’nın en güneyindeki dağlardan biri olan Pelister’in, Alplere özgü özellikler taşıması ilgi çekicidir.


Mavrovo Gölü

Mavrovo Gölü, başkent Üsküp’e 100 kilometreden daha az mesafede yer alan Mavrovo ve Rostuşa Belediyesi’ne bağlı Mavrovo Milli Parkı sınırları içerisindedir. Güneyde Bistra ve kuzeyde Şar Dağları’yla çevrilidir. Bu bölge kayak merkezleriyle ünlüdür. 1953 yılında vadinin batısında inşa edilen baraj sayesinde oluşturulan göl, ülkenin en büyük yapay gölüdür. Deniz seviyesinden 1.953 metre yükseklikte, bir zamanlar üç büyük ırmağın birleşmesiyle oluşan Mavrovo Irmağı’nın bulunduğu yerdedir. Göl, 10 km. uzunluğunda ve 3 km. genişliğindedir. Azami derinliği 50 m. olan göl, 13,7 kilometrekarelik bir alana yayılmıştır.

Dünyanın dört bir tarafından gelen ziyaretçiler Mavrovo Gölü’nü yürüyüş turları ve diğer dinlendirici faaliyetler için tercih etmektedir. Başta alabalık olmak üzere pek çok balık türüne ev sahipliği yapan göl, balıkçılık sporuyla uğraşanlara ve keyif için balık tutanlara son derece çekici gelmektedir.

Bölgede ilgi çeken diğer yerlerin başlıcaları, Bistra Dağı’nda bulunan mağaralar, kısmen sulara gömülmüş Aziz Nikola Kilisesi, Radika Irmağı kanyonu ve çevredeki şelalelerdir. Hayatın gerçeklerinden kaçıp gelerek katılabileceğiniz doğa turlarıyla bu muhteşem yeri keşfe çıkabilirsiniz.



Şar Dağları

Makedonya Cumhuriyeti ağırlıklı olarak dağlık bir bölgededir. Arazinin deniz seviyesine göre ortalama yüksekliği 850 metredir. Ülkenin aşağı yukarı yüzde 80’i dağlar ve tepelerle kaplıdır. Dağlar iki ana gruba ayrılır: (Dinar Alpleri olarak da anılan) Batı Vardar/Pelagonya sıradağlarına doğru giden Şar Dağları ve Osogovo-Belasica sıradağları (Rodop Dağları olarak da bilinir). Şar Dağları ve Batı Vardar/Pelagonya sıradağları, Dinar Alpleri ve Pindus sıradağlarının uzantılarıdır. Osogovo-Belasica sıradağları ise Rila-Rodop dağ kitlesinin uzantısıdır. Dağ kitlesi Tersiyer dönemde oluşmuştur. Dağların en yüksek kısımları kar ve buzla kaplıdır. Şar Dağları Gostivar ve Kalkandelen vadileri arasında uzanır, güneyinde Mavrovo Gölü ve batısında Mal Korab sıradağları yer alır. Şar Dağları batıda Arnavutluk ve kuzey ve kuzeybatıda ise Kosova sınırına kadar uzanır. Yaklaşık olarak 1.600 km. uzunluğundadır. En yüksek noktası 2.747 m. yükseklikteki Titov Vrv (Büyük Türk Tepesi)’dir.

35 km2 alana yayılmış Popova Şapka Kayak Merkezi, Makedonya’nın özellikle Kalkandelen bölgesinde en fazla rağbet gören kayak merkezlerinden biridir. Çeşitli oteller ve diğer konaklama seçeneklerinden oluşmaktadır. Kayak yamaçları ve teleferiklerin ters tarafında çiftlik evleri yer alır. Kayak merkezi, Kalkandelen’den 18 km. ve Üsküp’ten 48 km. uzaklıktadır. Popova Sapka’daki kayak pistleri birinci sınıftır ve deniz seviyesine göre 1.690 m. yükseklikten itibaren başlar. Tüm pistler teleferik ve telesiyejle birbirine bağlanır.


Doyran Gölü

Akdeniz iklimini hissedeceğiniz en gerçek bir yer Makedonya’nın güneydoğusunda bulunan Doyran Gölü çevresidir. Güneye açılması ve deniz seviyesinden (148 metre) olması yıllık ortalama su sıcaklığının 15-18 derece, yaz aylarında ise 25-27 yükselmesine neden olmaktadır. 
Buna göre tropikal bir göl sularında bulunduğunuzu düşünebilirsiniz. 43.1 km2’lik alana sahip olan Doyran Gölü ülkedeki en küçük tektonik gölünü oluşturmaktadır. Aynı zamanda, maksimum 10 metre derinliği ile en sığ göl ve bir zamanki Paeonian Gölü soyunun kalıntısıdır. Fitoplankton (mavi-yeşil algler Cyanophycea en yaygındır) ve zooplanktonlarla (23 tür karidesler ve daha çok sayıda midyeler) zengindir.
Planktonlarla zengin olması balıklarla da zengin olduğu anlamına gelmektedir. Gölde 15 çeşit balık bulunmaktadır. Doyran’da yazlar sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve nemli olmaktadır. Gölde yaşayan endemik tür al- glerin zenginliği nedeniyle bol iyot nüfus etmenizi sağlayacak. Ayrıca üzerinize Doyran çamurundan sürmeyi de kaçırmayın. Eğer Akdeniz ambiyansında, eşsiz güzelliklerle çevrili bir yerde dinlenmek istiyorsanız, o zaman Doyran sizin için en uygun yeri oluşturmaktadır.



Ohri Gölü

Ohri gölü, Arnavutluğun doğusunda dağlık bir bölgede yer alır. Ohri gölü adını bulunduğu Ohri şehrinden alır. Oluşum açısından Balkanlardaki en eski göllerden biridir. Ohri gölü dünyaca ünlü 200'den fazla türe ev sahipliği yapmaktadır. Bu eşsiz güzelliğe sahip olan Ohri gölü ve Ohri şehri 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. Ohri gölünün çevresine insanların verdiği zararlar ve suyun çekilmesinden dolayı geleceği tehlike altına girmiştir.

Ohri gölünün etki alanı 2600 km'lik bir alanı kaplamaktadır. 358 km'lik bir alana sahip olan Ohri gölü tatlı su gölüdür. Ohri gölünün çevresinde üç tane il bulunmaktadır. Bu illlerden ikisi Arnavutluk, bir tanesi de Makedonya sınırları içerisinde bulunmaktadır. Ohri gölünün çevresindeki üç ilde 250000 bin civarı nüfus barınmaktadır. Bu eşsiz güzelliğe sahip olan Ohri gölü birçok turisti kendine çekmektedir. Gölün çevresinde balıkçılıkta yapılmaktadır fakat turizm gelirleri balıkçılık gelirlerini geçmiştir. Ohri gölü su kaynağını doğu kıyılarındaki yeraltı kaynaklarından alır. Ohri gölü sularının % 25'ini yağmur suları ve çevresindeki akarsulardan alır. Sularının % 20'sinde fazlasını da 10 km uzaklıktaki Prespa gölünden alır. Prespa gölü de Balkanlarda Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk arasında bulunan bir tatlı su gölüdür.

Ohri gölünün adını aldığı Ohri şehri Arnavutluğun önemli turizm merkezlerinden biridir. Ohri şehri orada yaşayan insanların tatil merkezi niteliğindedir. Ohri şehrinde Osmanlı Döneminden kalma mimari eserlerde bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi'nden kalma Ohri şehrinde 10 cami ve 1 tane de tekke bulunmaktadır. Şehirde bulunan kiliselerde 40 civarındadır. Ohri gölünün manzarası şehre güzel bir görüntü kazandırmaktadır. Ohri şehrinde ülkemizdeki Safranbolu evlerine benzer mimari yapılarda dikkat çekmektedir. UNESCO' nun Ohri şehrini ve Ohri gölünü Dünya Kültür Miras listesine alması daha da değerini arttırmıştır. Ohri şehri Slavlar için önemli bir yerleşim yeridir. Kiril alfabesinin ilk bu şehirde doğduğu kabul edilmektedir.



Kozuf Dağı

Doğu Avrupa’en elit ve Makedonya’nın en yeni kayak-merkezi Kojuv Dağı’nda bulunmaktadır. Merkez 2000 hektarlık alanı kapsamaktadır. Ormansız, modern kayak pistleri ile kayak için mükemmel koşullar sunmaktadır. Kojuv Dağı Makedonya’nın güney sınırında yer almaktadır. Ege Denizi yakınında olması nedeniyle Akdeniz iklimine düşmektedir ve yılın her hangi bir günü için idealdir. 

Eğer Kojuv’u sıcak günlerde ziyaret ederseniz, o zaman yakındaki denizi hissetiren temiz hava nüfuz edeceksiniz. Ayrıca doğal güzelliklerin key- fi ni çıkaracaksınız. Kojuf Dağı, dağ bisikleti, binicilik, yamaç paraşütü, yürüyüş, avcılık ve balıkçılık, ayrıca Toçnica nehrinde kayak için ideal bir yerdir. Evcil bir dağ olmasıyla beraber, siyah ve beyaz çam , köknar ve ladin iğne yapraklı ormanları ile büyük bir rezervi oluşturmaktadır.

Daha alt kısımlarda geniş yapraklı kayın ve meşe ormanlarının keyfi ni çıkarabilirsiniz, yolunuzu ise harika dağ nehirleri kesecek. Kojuv Dağı’nı özel bir ağaç süslemektedir. Makedonya’da sadece Crna Reka nehri etrafında bulunan ve halk arasında “çıplak adam” (Ar- butus andrachne) diye adlandırılan ağacın kabuğu yok, gövdesi ise rengini değiştirmektedir. Kojuv’da iki maden suyu kaynağı da var. En yüksek bölgelerde alp otlak kemerleri var. Çevredeki ağıllarda ise keçi ve koyun sütünden doğal ve ekoloji süt ürünlerini tadabilirsiniz. Kojuv Dağı’nın en büyük gizemi dünyada talyum minerallerinin en büyük yatağı olması-Alşar Madeni. Kavadarci’den yaklaşık 40 kilometre güneyinde bulu- nan maden Kojuv Dağı’nın doğu yamaçlarını kaplamaktadır, doğuda ise batı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAPONYA'DA GEZİLECEK YERLER

DÜNYANIN EN GÜZEL YERLERİ

NORVEÇ'İN BAŞKENTİ OSLO