ELHAMRA’NIN IŞIĞINDA GRANADA


Beiro, Darro ve Genil nehirleri tarafından çevrilmiş, Sierra Nevada Dağları’nın sakladığı bir Endülüs şehri Granada. Akdeniz sahiline yakın konumu ile de İspanya’nın en sıcakkanlı şehirlerinden biri olma hakkını kazanmış olması da bir diğer özelliği. Kuruluşunun M.Ö. 8 Yüzyıl’a dayandığı rivayetleri vardır şehirle ilgili. Bu iddiaları desteklercesine de Roman, Yunan ve haklarının izleri az da olsa görülebilir. Tarih 16. Yüzyıl’a gelip dayandığı zaman hala baskın izlerini görebileceğiniz Arap egemenliği başlamış bu topraklarda. Granada, sahip olduğu derin tarihi ve kültürü ile İspanya’daki Endülüs Bölgesi’nin bir aynası durumunda. İslam medeniyetinin uzun bir dönem hakim olduğu şehirde günümüze kadar ulaşan yapılarda da bu etkiyi fazlasıyla görüyorsunuz. Bunun en önemli örneği şüphesiz Elhamra Sarayı. Granada’da tepede yer alan saray, İslam kültürünün ulaştığı en üst seviyeyi temsil ediyor. Saray; süslemeleri, mimarisi, taşları, bahçelerindeki yeşilliği ile Granada’ya uyum sağlamasının yanı sıra kattığı değerle de şehrin adını hep canlı tutuyor. Yeşilliğiyle cennet bahçesi yakıştırması yapılan saray, geceleri ışıklandırmasıyla da bin bir gece masallarını andıran bir hale bürünüyor. Elhamra Sarayı, günümüzde de İspanya turizminin kalbi haline gelmiş vaziyette.  Müslüman mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Elhamra Sarayı, 12. yüzyılda inşa ediliyor. 1492 yılında İslam egemenliğinin bölgede son bulmasının ardından sarayın kontrolü İspanya’ya kalıyor. Sadece Granada’nın değil aynı zamanda tüm Endülüs’ün göz bebeği, saray, kale ve büyüleyici bahçelerden oluşan bir kompleks. Yapılışı 9. Yüzyıla kadar uzanan bu kompleks aynı zamanda tüm Granada şehrini panoramik olarak gören bir tepe üzerinde konumlanmış




Muhteşem mimarisi ve göz alıcı işlemeleriyle nefes kesen katedralin ilginç bir özelliği daha var. Üniversite eğitiminin yaygın olmadığı, bu olanağa sadece şehrin ileri gelen ailelerinin çocuklarının sahip olduğu dönemde kimin başlattığı belli olmayan bir adet yerleşmiş ve üniversite bitiren kişilerin aile isimleri katedral duvarına yazılmaya başlanmış. Dolayısıyla duvarlarında dönemin ileri gelen ailelerinin isimlerini ve armalarını da görebiliyorsunuz. Granada’nın meşhur katedrali etkileyici freskleri ve resimleri, içindeki büyüleyici ışık ve yüzyıllar öncesine uzanan tarihiyle şehir merkezinde yer alan en önemli turistik yerlerden biri. Yaklaşık 2 saatte gezebileceğiniz katedaral şehrin tarihine ve çok farklı dönemlere tanıklık etmiş. Granada’nın fethinin hemen ardından Kraliçe 1. Isabelle tarafından yaptırılan Granada Katedrali üzerinde diğer krallar tarafından da ya bir değişiklik ya da bir ekleme yapmış. Sonunda günümüze kadar gelen Gotik ve Rönesans karışımı ancak bu karışımın çirkin değil muhteşem bir örneği olan bir yapı ortaya çıkmış. Granada Katedrali aynı zamanda dünyanın en büyük dördüncü katedrali olma özelliğini de taşıyor.



Granada içinde bambaşka bir dünya Albaicin. Arap hükümdarlıkları döneminde Müslüman, şimdilerde ise daha çok Yahudilerin yaşadığı mahalle El Hamra’yı karşıdan gören bir tepe üzerinde konumlanmış. Carmenes isimli yüksek duvarlı ve içinde asmadan, nara çeşitli meyve ağaçlarının yer aldığı, ortasında avlu olan sevimli beyaz evler ve küçük küçük meydanlarla dolu olan Albaicin mutlaka yarım gün, mümkünse daha fazlasını ayırmanız gereken bir yer. Granada  listesinin bu göz alıcı mahallesini gezmenizi tavsiye ederiz.



Granada listesindeki bir diğer mahalle de Çingene Mahallesi olarak bilinen Sacromonte. Adından da anlaşılabileceği gibi 18. Yüzyılda bölgeye gelen çingenelerin yaşadığı, daha doğrusu yaşamaya zorlandığı bir çeşit getto. Bugün mağara ev olarak bilinen, duvarlarına yüzlerce bakır kap kapacak yapıştırılmış evlerle dolu ve son derece sevimli bir bölge. Sacromonte’deki pek çok barda her gece flamenko gösterileri de düzenleniyor.



Generalife Sarayı, Granada’nın en turistik yerlerinden biri. Orijinal adı Arapça ‘Mimarın Bahçesi’ anlamına gelen  yapı 3. Muhammet tarafından 1302-1309 arasında yaptırılan saray, bir sonraki emir 1. İsmail tarafından yeninden dekore edildi. İlk hali El Hamra Sarayı’na direkt bağlantılı olarak inşa edilen Generalife günümüzde erozyonla oluşmuş bir vadi yüzünden El Hamra’dan ayrılıyor. Generalife çevresi çiçeklerle, çeşmelerle süslü uzun bir havuzdan oluşan Su Yolu Bahçesi ile Endülüs tarihinin en korunmuş bahçelerinden biri olan Jardím de la Sultana bahçeleriyle turistlerin büyük ilgi odağı oluyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAPONYA'DA GEZİLECEK YERLER

NORVEÇ'İN BAŞKENTİ OSLO

DÜNYANIN EN GÜZEL YERLERİ